Yenilenebilir Enerji Kapasitesi ve Önemi Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre, 2024 itibarıyla küresel elektrik üretim kapasitesinin %46’sını yenilenebilir enerji kaynakları oluşturdu. Güneş, rüzgar ve açık deniz rüzgar enerjisi, toplam 4,448 gigavat kapasitenin büyük bir kısmını sağladı. Rüzgar ve Güneş Enerjisindeki Artış ve Engeller Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin 2,7…
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre, 2024 itibarıyla küresel elektrik üretim kapasitesinin %46’sını yenilenebilir enerji kaynakları oluşturdu. Güneş, rüzgar ve açık deniz rüzgar enerjisi, toplam 4,448 gigavat kapasitenin büyük bir kısmını sağladı.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin 2,7 kat artacağını tahmin ediyor. Ancak, rüzgar ve güneş kuraklığı bu artışın önünde ciddi bir engel olarak duruyor. Rüzgar kuraklığı, düşük rüzgar hızlarının elektrik üretimini %30’a kadar azaltabileceği bir durumu ifade ederken, güneş kuraklığı da güneş enerjisi üretimini olumsuz etkileyebiliyor.
Son yıllarda, Avrupa’nın birçok bölgesi rüzgar kuraklığından etkilendi. Almanya’da rüzgar santrallerinden elektrik üretimi %31 azalırken, Birleşik Krallık’ta elektrik üretimindeki rüzgar payı sadece %2’ye düştü. Bu durum, enerji sektöründe dengesizliklere ve fiyat dalgalanmalarına neden oldu.
Rüzgar ve güneş kuraklığı riskine karşı önlem almanın önemi vurgulanıyor. Batarya depolama sistemleri, yedek jeneratörler ve iletim altyapısının iyileştirilmesi gibi adımlar, üretim düşüşlerini dengelemek ve enerji güvenliğini sağlamak için öneriliyor. Ayrıca, enerji tüketimini yönetmek ve talebi dengelemek de kritik bir rol oynuyor.
Dr. James M. Wilczak’ın uyarısına göre, gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarının kuraklık riskleri daha da kritik hale gelebilir. Bu nedenle, bugünden planlama yapmak ve kriz durumlarına karşı hazırlıklı olmak büyük önem taşıyor.
Reklam & İşbirliği: [email protected]