03 Kasım 2024 Pazar
Kira Bedelinin Artırılması
Kira tespit davası, kiracı ve kiraya veren arasında kira bedelinin yeniden belirlenmesi amacıyla açılan bir dava türüdür. Bu dava, özellikle kira sözleşmesinin uzun süreli olduğu durumlarda veya kira bedelinin güncel piyasa koşullarına uygun olmadığı hallerde gündeme gelir.
Kira Tespit Davasının Şartları
Kira tespit davası açılabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Öncelikle, taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesinin bulunması zorunludur. Bu sözleşme yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir; ancak yazılı sözleşmeler ispat açısından daha avantajlıdır. Ayrıca, kira ilişkisinin en az beş yıl sürmüş olması gerekmektedir. Beş yıllık sürenin dolmasından sonra, taraflar kira bedelinin yeniden belirlenmesini talep edebilirler. Bu süre dolmadan kira tespit davası açılması genellikle mümkün değildir. Son olarak, davacının kira bedelinin tespiti konusunda hukuki yararının bulunması şarttır. Yani, mevcut kira bedelinin güncel piyasa koşullarına göre düşük veya yüksek olması gibi bir durum söz konusu olmalıdır.
Kira Tespit Davasının Süreci
Kira tespit davası, kiralanan taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde açılır. Dava dilekçesinde, kira bedelinin güncel piyasa koşullarına uygun olmadığı ve yeniden belirlenmesi gerektiği belirtilir. Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri değerlendirir ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapar. Bilirkişi, kiralanan taşınmazın emsal kira bedellerini ve özelliklerini inceleyerek bir rapor hazırlar. Mahkeme, bu raporu ve diğer delilleri değerlendirerek kira bedelini belirler. Bu davalarda alanında uzman bir gayrimenkul avukatı ile çalışılması tavsiye edilir. Davanın süresi, mahkemenin iş yüküne ve tarafların sunduğu delillere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Kira Tespit Davasının Sonuçları
Mahkeme, kira tespit davası sonucunda yeni kira bedelini belirler. Bu bedel, genellikle dava tarihinden itibaren geçerli olur. Ancak, taraflar arasında farklı bir anlaşma yoksa veya mahkeme aksi yönde bir karar vermemişse, yeni kira bedeli dava tarihinden itibaren uygulanır. Belirlenen kira bedeli, taraflar için bağlayıcıdır ve bu bedelin ödenmemesi durumunda kiraya veren, kiracının tahliyesini talep edebilir. Ayrıca, kira tespit davası sonucunda belirlenen bedel, kira sözleşmesinin kalan süresi boyunca geçerli olacaktır. Ancak, beş yıllık süre dolduktan sonra taraflar yeniden kira tespit davası açabilirler.
https://www.delilavukatlik.com/post/kira-bedelinin-tespiti-davasi kaynağından alındı.
Eczacıbaşı Topluluğu’nda, 1 Kasım 2024’ten başlayarak geçerli olan üst düzey atamalar yapıldı. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Hasan Pehlivan olurken, VitrA Karo CEO’luk görevine de Mert Karasu atandı.
Eczacıbaşı Topluluğu’ndan üst düzey atama haberleri geldi. 1 Kasım 2024 itibarıyla geçerli olmak üzere, 4 ülkede 14 üretim tesisi ve 5 bini aşkın çalışanı bulunan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nde CEO görevine, son olarak VitrA Karo’da CEO olarak görev yapan Hasan Pehlivan atandı. Türkiye’den AB ülkelerine yapılan karo seramik dışsatımında ihracat şampiyonu olan VitrA Karo’nun CEO’su ise aynı kuruluşta Ticari Direktör olarak görev alan Mert Karasu oldu.
Eczacıbaşı Ailesi’ne 2015’te katıldı
VitrA, Artema, burgbad ve İntema markalarıyla 105 uluslararası pazarda faaliyet gösteren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin yeni CEO’su Hasan Pehlivan, iş yaşamına 1994’te Schlumberger’de Saha Mühendisi olarak başladı. 2002 yılına dek aynı kuruluşta operasyon ve iş geliştirme süreçlerinden sorumlu olacak şekilde farklı yönetsel görevler üstlendi. 2002-2011 döneminde Gemalto Türkiye Genel Müdürü oldu. 2011-2014 yıllarında Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nda Baş Danışman olarak çalıştı. Eczacıbaşı Topluluğu’na 2015 yılında Yapı Ürünleri Grubu bünyesinde İş Geliştirme Direktörü olarak katılan Hasan Pehlivan, 2016-2019 arasında VitrA Karo’da Genel Müdür, 2019’dan bugüne de CEO olarak görev yaptı.
Halen Toprak İşveren Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı, Eskişehir Bilecik Kütahya Seramik İş Kümesi Derneği Başkanı, Türkiye Seramik Federasyonu Başkan Yardımcısı, İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) ve DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Üyesi olan Hasan Pehlivan, 32 yıldır Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Topluluğu’na (IEEE) üye.
1972 yılında doğan Hasan Pehlivan, İzmir Fen Lisesi’nin ardından, lisans eğitimini 1994’te Bilkent Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde, yüksek lisansını ise 2004’te Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamladı.
Kariyerine Eczacıbaşı’nda başladı
Bozüyük’teki üretim tesisi, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) dünyanın en gelişmiş üretim tesislerini seçerek “geleceğin üretim tesisi” olarak işaret ettiği “Küresel Deniz Feneri Ağı”na (Global Lighthouse Network) dahil olan VitrA Karo’nun yeni CEO’su Mert Karasu oldu. Kariyerine 1998 yılında Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nde başlayan Mert Karasu, 2003-2008 döneminde VitrA ABD’de görev yaptı. 2008-2011 yılları arasında İntema’da Kategori Müdürü olarak görev alan Mert Karasu, 2011-2023 döneminde Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nde sırasıyla Satış Hizmetleri Müdürü, Uluslararası Satış Direktörü, Asya Pasifik Bölge Direktörü ve Müşteri Deneyimi Direktörü olarak çalıştı. Mert Karasu, 2023 yılından itibaren VitrA Karo Ticari Direktörü olarak görev yapıyordu.
1974 doğumlu Mert Karasu, İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından, lisans eğitimini 1996 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde, yüksek lisansını ise 2006’da Southern Polytechnic State University İşletme Bölümü’nde tamamladı
Dünya genelinde yaygınlaşan sağlıklı yaşam trendi, alışveriş sepetlerinin içeriğini değiştiriyor. Yenilikçi ve doğal formülasyonlarıyla gıda takviyeleri ve kozmetik ürünleri sunan VOOP, sağlıklı yaşam trendini dönemsel dinamiklerine göre incelerken tüketici eğilimlerini değerlendirdi.
Sağlıklı yaşamın trend olmaktan çıkarak yaşam biçimine dönüşmesi, alışveriş sepetlerini değiştiriyor. Dünya genelindeki birçok kişi, takviye gıdalar ve vitaminler gibi ürünlere daha fazla bütçe ayırırken, McKinsey’in konuya dair gerçekleştirdiği araştırma küresel B2C sağlık pazarının 1,8 trilyon dolarlık değere ulaştığını gösteriyor. Sağlık alanında yenilikçi ürünler geliştirme misyonuyla gıda takviyeleri ve kozmetik ürünleri sunan VOOP, sağlıklı yaşam trendini dönemsel dinamiklerine göre incelerken tüketici eğilimlerini değerlendirdi.
“Doğal ve temiz içeriklerimizle insan sağlığını bir üst seviyeye taşıyoruz”
VOOP Genel Müdürü Fatih Taban, “Sosyal medyanın da etkisiyle sağlıklı yaşam ürünlerine olan ilgi her geçen gün daha da büyüyor. Bu bilinçle birlikte insanlar, estetik kaygıların ötesine geçerek sağlık açısından da olumlu etkiler yaratacak ürünleri arıyor. Biz de sağlıkla güzelliği birleştirdiğimiz ürünlerimizle müşterilerimizin hem iyi görünmelerini hem de iyi hissetmelerini sağlıyoruz. Müşterilerimizin uzun vadede yaşam kalitesini artırmak için çalışırken, güvenilir bir marka olarak konumlanıyoruz. İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri alması için en doğal, temiz ve kaliteli içeriklerle insan sağlığını bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyoruz. Tam da bu nedenle tüketicilerin en ihtiyaç duyduğu dönemlerde onlarla ürünlerimizi buluşturuyoruz” dedi.
“Kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirecek takviyelere talep artıyor”
Tüketicilerin özellikle yaz aylarında en çok cilt bakım ürünlerine yöneldiğini belirten Fatih Taban, “Yaz mevsiminde özellikle kolajen ve cilt bakım ürünleri gibi cilt sağlığına odaklanan ürünler öne çıkarken, kış aylarında ise bağışıklık sistemini güçlendirecek vitamin ve gıda takviyelerin satışlarında artış kaydediyoruz. Bu sezonlar arasındaki farklar, sağlıklı yaşam trendinin yıl boyunca sürdürülebilir ihtiyaçlarla şekillendiğini gösteriyor. İnsanlar yaz aylarında daha çok cilt sağlığına odaklanırken, kışın bağışıklık sistemlerini güçlendirmeye ve genel sağlıklarını korumaya önem veriyorlar. VOOP olarak biz de her sezon, pazar taleplerine uygun ürünler sunarak payımızı büyütmeye devam ettik” diyerek sözlerine şunları ekledi:
“En çok talep gören ürünlerimiz içinde magnezyum, multivitamin ve kolajen bulunuyor. Magnezyum normal kas fonksiyonuna, normal kemiklerin korunmasına, yorgunluğun ve bitkinliğin azalmasına katkıda bulunurken, multivitamin bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna ve enerji oluşum metabolizmasına katkıda bulunuyor. Birçok faydayı beraberinde getiren kolajen ise normal saç ve cildin korunmasına katkıda bulunuyor. Öte yandan cildin elastikiyetini artırarak daha genç ve sağlıklı sıkı bir görünüm kazandırarak kullanıcıların kendilerini daha iyi hissetmelerine olanak tanıyor. Kozmetik grubumuzdaki %100 vegan bileşenler ile cildin lekelenme, kırışıklık ve cilt kusurlarını onarırken vitamin grubumuzdaki glutensiz, vegan ve doğal hammaddelerle özel formulize edilmiş kompleks içeriklerimizle sağlığı destekliyoruz.”
VOOP Genel Müdürü Fatih Taban, “VOOP olarak, ürünlerimizin kalitesini ve güvenliğini en üst seviyede tutmak için uluslararası standartlara uygun üretim yapıyoruz. CE belgesi ile Avrupa Birliği’nin sağlık, güvenlik ve çevre koruma kriterlerine uyduğumuzu, FDA onayı ile Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin uluslararası kalite standartlarını karşıladığımızı belgeledik. Aynı zamanda İslami usullere uygun üretim yaparak Helal Gıda Sertifikası aldık ve tüm süreçlerimizi İyi Üretim Uygulamaları (GMP) çerçevesinde yürütüyoruz. Ürünlerimizde vegan kapsüller kullanıyor, bu yaklaşımımızla farklı ihtiyaçlara da hitap ediyoruz. Türkiye genelindeki ulusal zincirlerde yer almamız, güçlü yanlarımızdan biri olup Türkiye’nin en büyük AVM’lerinden olan Mall of İstanbul’daki ilk fiziksel mağazamız ile son tüketiciye doğrudan ulaşmaktayız. Ayrıca, stratejik marka partneri olduğumuz pazaryerleri aracılığıyla da geniş bir müşteri ağına erişim sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
“Her yıl %100’ün üzerinde büyüme hedefimiz var”
Kalite, güvenlik, etik ve sürdürülebilirlik standartlarını önceliklendirerek müşterileri için en iyisini sunmak için çalışıp, geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedeflediklerine dikkat çeken VOOP Genel Müdürü Fatih Taban, “Tüketicilerin ihtiyaçlarını gözetirken, onlarla en uygun ve iyi ürünleri buluşturuyoruz. Bunları yaparken etik değerlere, sürdürülebilirliğe, doğallığa önem veriyoruz. Yenilikçi formüller geliştirirken her geçen gün daha fazla insana hitap ediyoruz. İnovatif yaklaşımlarımızla sağlıklı yaşam ve cilt bakımında sektörde daha büyük rol üstlenmeyi planlıyoruz. Her yıl yakaladığımız %100’ün üzerinde büyüme ivmesini ilerleyen yıllarda da sürdürmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuşarak değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:
“Çevreye ve topluma duyarlılığı temel değerlerimiz olarak kabul ediyoruz. Hayvanlar üzerinde test yapmıyoruz ve bu taahhüdümüzü Peta Vegan Sertifikası ile belgeliyoruz. Doğal kaynaklarımızın da sınırlı olmasının farkındalığıyla doğa dostu ambalajlar kullanıyoruz. Geri dönüştürülebilir ambalaj malzemelerimiz, sürdürülebilir kaynaklardan elde edilirken ormanların sürdürülebilir yönetimini garanti eden FSC (Forest Stewardship Council) belgesi, ürünlerimizin ambalajlarının kontrollü kaynaklardan alındığının bir göstergesi. Uluslararası kalite ve güvenlik standartlarımızı da resmi belgelerle ortaya koyarken bu değerlerimizle sürdürülebilirlik ilkelerimize bağlılığımızı kanıtlıyoruz
Dünya genelinde yaygınlaşan sağlıklı yaşam trendi, alışveriş sepetlerinin içeriğini değiştiriyor. Yenilikçi ve doğal formülasyonlarıyla gıda takviyeleri ve kozmetik ürünleri sunan VOOP, sağlıklı yaşam trendini dönemsel dinamiklerine göre incelerken tüketici eğilimlerini değerlendirdi.
Sağlıklı yaşamın trend olmaktan çıkarak yaşam biçimine dönüşmesi, alışveriş sepetlerini değiştiriyor. Dünya genelindeki birçok kişi, takviye gıdalar ve vitaminler gibi ürünlere daha fazla bütçe ayırırken, McKinsey’in konuya dair gerçekleştirdiği araştırma küresel B2C sağlık pazarının 1,8 trilyon dolarlık değere ulaştığını gösteriyor. Sağlık alanında yenilikçi ürünler geliştirme misyonuyla gıda takviyeleri ve kozmetik ürünleri sunan VOOP, sağlıklı yaşam trendini dönemsel dinamiklerine göre incelerken tüketici eğilimlerini değerlendirdi.
“Doğal ve temiz içeriklerimizle insan sağlığını bir üst seviyeye taşıyoruz”
VOOP Genel Müdürü Fatih Taban, “Sosyal medyanın da etkisiyle sağlıklı yaşam ürünlerine olan ilgi her geçen gün daha da büyüyor. Bu bilinçle birlikte insanlar, estetik kaygıların ötesine geçerek sağlık açısından da olumlu etkiler yaratacak ürünleri arıyor. Biz de sağlıkla güzelliği birleştirdiğimiz ürünlerimizle müşterilerimizin hem iyi görünmelerini hem de iyi hissetmelerini sağlıyoruz. Müşterilerimizin uzun vadede yaşam kalitesini artırmak için çalışırken, güvenilir bir marka olarak konumlanıyoruz. İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri alması için en doğal, temiz ve kaliteli içeriklerle insan sağlığını bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyoruz. Tam da bu nedenle tüketicilerin en ihtiyaç duyduğu dönemlerde onlarla ürünlerimizi buluşturuyoruz” dedi.
“Kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirecek takviyelere talep artıyor”
Tüketicilerin özellikle yaz aylarında en çok cilt bakım ürünlerine yöneldiğini belirten Fatih Taban, “Yaz mevsiminde özellikle kolajen ve cilt bakım ürünleri gibi cilt sağlığına odaklanan ürünler öne çıkarken, kış aylarında ise bağışıklık sistemini güçlendirecek vitamin ve gıda takviyelerin satışlarında artış kaydediyoruz. Bu sezonlar arasındaki farklar, sağlıklı yaşam trendinin yıl boyunca sürdürülebilir ihtiyaçlarla şekillendiğini gösteriyor. İnsanlar yaz aylarında daha çok cilt sağlığına odaklanırken, kışın bağışıklık sistemlerini güçlendirmeye ve genel sağlıklarını korumaya önem veriyorlar. VOOP olarak biz de her sezon, pazar taleplerine uygun ürünler sunarak payımızı büyütmeye devam ettik” diyerek sözlerine şunları ekledi:
“En çok talep gören ürünlerimiz içinde magnezyum, multivitamin ve kolajen bulunuyor. Magnezyum normal kas fonksiyonuna, normal kemiklerin korunmasına, yorgunluğun ve bitkinliğin azalmasına katkıda bulunurken, multivitamin bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna ve enerji oluşum metabolizmasına katkıda bulunuyor. Birçok faydayı beraberinde getiren kolajen ise normal saç ve cildin korunmasına katkıda bulunuyor. Öte yandan cildin elastikiyetini artırarak daha genç ve sağlıklı sıkı bir görünüm kazandırarak kullanıcıların kendilerini daha iyi hissetmelerine olanak tanıyor. Kozmetik grubumuzdaki %100 vegan bileşenler ile cildin lekelenme, kırışıklık ve cilt kusurlarını onarırken vitamin grubumuzdaki glutensiz, vegan ve doğal hammaddelerle özel formulize edilmiş kompleks içeriklerimizle sağlığı destekliyoruz.”
VOOP Genel Müdürü Fatih Taban, “VOOP olarak, ürünlerimizin kalitesini ve güvenliğini en üst seviyede tutmak için uluslararası standartlara uygun üretim yapıyoruz. CE belgesi ile Avrupa Birliği’nin sağlık, güvenlik ve çevre koruma kriterlerine uyduğumuzu, FDA onayı ile Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin uluslararası kalite standartlarını karşıladığımızı belgeledik. Aynı zamanda İslami usullere uygun üretim yaparak Helal Gıda Sertifikası aldık ve tüm süreçlerimizi İyi Üretim Uygulamaları (GMP) çerçevesinde yürütüyoruz. Ürünlerimizde vegan kapsüller kullanıyor, bu yaklaşımımızla farklı ihtiyaçlara da hitap ediyoruz. Türkiye genelindeki ulusal zincirlerde yer almamız, güçlü yanlarımızdan biri olup Türkiye’nin en büyük AVM’lerinden olan Mall of İstanbul’daki ilk fiziksel mağazamız ile son tüketiciye doğrudan ulaşmaktayız. Ayrıca, stratejik marka partneri olduğumuz pazaryerleri aracılığıyla da geniş bir müşteri ağına erişim sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
“Her yıl %100’ün üzerinde büyüme hedefimiz var”
Kalite, güvenlik, etik ve sürdürülebilirlik standartlarını önceliklendirerek müşterileri için en iyisini sunmak için çalışıp, geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedeflediklerine dikkat çeken VOOP Genel Müdürü Fatih Taban, “Tüketicilerin ihtiyaçlarını gözetirken, onlarla en uygun ve iyi ürünleri buluşturuyoruz. Bunları yaparken etik değerlere, sürdürülebilirliğe, doğallığa önem veriyoruz. Yenilikçi formüller geliştirirken her geçen gün daha fazla insana hitap ediyoruz. İnovatif yaklaşımlarımızla sağlıklı yaşam ve cilt bakımında sektörde daha büyük rol üstlenmeyi planlıyoruz. Her yıl yakaladığımız %100’ün üzerinde büyüme ivmesini ilerleyen yıllarda da sürdürmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuşarak değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:
“Çevreye ve topluma duyarlılığı temel değerlerimiz olarak kabul ediyoruz. Hayvanlar üzerinde test yapmıyoruz ve bu taahhüdümüzü Peta Vegan Sertifikası ile belgeliyoruz. Doğal kaynaklarımızın da sınırlı olmasının farkındalığıyla doğa dostu ambalajlar kullanıyoruz. Geri dönüştürülebilir ambalaj malzemelerimiz, sürdürülebilir kaynaklardan elde edilirken ormanların sürdürülebilir yönetimini garanti eden FSC (Forest Stewardship Council) belgesi, ürünlerimizin ambalajlarının kontrollü kaynaklardan alındığının bir göstergesi. Uluslararası kalite ve güvenlik standartlarımızı da resmi belgelerle ortaya koyarken bu değerlerimizle sürdürülebilirlik ilkelerimize bağlılığımızı kanıtlıyoruz.”
Yılın son çeyreğini geride bırakmaya hazırlanırken iş dünyası sürdürülebilir bir başarı elde etmek için iletişim stratejilerini baştan yazıyor. Paydaşlar, müşteriler ve ekipler arası etkili iletişimin şirketlerin geleceği için güçlü bir temel oluşturduğunu vurgulayan Optimal Ajans ise hatalı iletişim tekniklerinin markaya ciddi zararlar verebileceği uyarısında bulunurken uzun vadede başarı için yol haritası çizdi.
Takvim yaprakları 2025’e doğru geri sayıma geçmişken, iş dünyasının oyuncuları marka değerini korumak ve sürdürülebilir bir başarı elde etmek için iletişim çalışmalarına yatırım yapıyor. Paydaşlar, müşteriler ve ekipler arası etkili iletişimin şirketlerin geleceği için güçlü bir temel oluşturduğunu vurgulayan Optimal Ajans CEO’su Umut Uysal ise 2025’te markaların demirbaşı sayılabilecek iletişim stratejilerini açıkladı. Hatalı iletişim tekniklerinin markaya ciddi zararlar verebileceği uyarısında bulunurken uzun vadede başarı için yol haritası çizdi.
“Hatalarla dolu bir iletişim stratejisi müşteri sadakatini zayıflatabilir”
Şirketlerin dijital dönüşümde en etkin kullanmaları gereken konulardan birinin iletişim olduğuna dikkat çeken Optimal Ajans CEO’su Umut Uysal, “Şirketlerin başarısında önemli bir rol oynayan etkili iletişim, zaman zaman gözardı edilebiliyor. Doğru iletişim stratejileri geliştirmeyen markalar, iç ve dış fark etmeksizin kurdukları ilişkilerde sorunlar yaşayarak büyük fırsatları kaçırabiliyor. İletişim süreçlerinin doğru yönetilmesi, işletmelerin büyüme ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaları açısından kritik önem taşıyor. İletişim bir sanattır. Doğru yönetildiğinde şirketlerin geleceği için güçlü bir temel oluşturuyor. Ancak hatalarla dolu bir iletişim stratejisi, çalışanların motivasyonunu olumsuz etkileyebiliyor, müşteri sadakatini ise zayıflatabiliyor. PwC’nin konuya dair hazırladığı raporuna göre, etkili iletişim ve işbirliği sağlayan şirketlerin %50 daha yüksek performans sergilediği görülüyor. Bu yüzden, iletişim süreçlerine gereken önemi vererek, profesyonel destek almak başarıya giden yolda kritik bir adım kabul ediliyor” ifadelerini kullandı.
“Şirketlerin sıkça yaptığı iletişim hataları, kurumsal itibarı zedeleyebiliyor”
Markaların yanlış iletişim stratejisi nedeniyle kısa sürede müşteri kaybı yaşayabildiğini vurgulayan Optimal Ajans CEO’su Umut Uysal, “Kriz durumlarında hızlı, açık ve şeffaf bir iletişim kurmak, kamuoyu ve müşterilerle olan ilişkilerin zarar görmesini önleyebiliyor. Yanlış mesajlar, hedef kitlesine doğru iletilmediğinde, marka algısı olumsuz etkileniyor. İletişimde aşırı karmaşık mesajlar kullanmak ya da yanlış zamanda doğru mesajı göndermek, marka değerine zarar verebiliyor. Şirketlerin sıkça yaptığı iletişim hataları, kurumsal itibarı zedeleyebiliyor ve müşteri memnuniyetini düşürebiliyor. İletişim hataları, özellikle kriz dönemlerinde de işletmeleri büyük kayıplara sürükleyebiliyor. Doğru yönetilmeyen bir kriz iletişimi, markanın yıllarca inşa ettiği güveni bir anda zedeleyebilir. Olayların yanlış yönetilmesi, tüketiciler arasında hızla yayılarak marka değerinde yıkımlar oluşturabilir. Dolayısıyla kriz anlarında profesyonel destek almak hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.
“Verimliliğin anahtarı kurum içi iletişimde”
Paydaşlarla ya da müşterilerle olduğu kadar şirket içi iletişimin de başarıya giden yolda kritik bir basamak olduğuna dikkat çeken Optimal Ajans CEO’su Umut Uysal sözlerini şöyle tamamladı:
Birçok şirket, dış iletişime odaklanırken, iç iletişimi gözardı ediyor. İyi yönetilmeyen bir iç iletişim, çalışanların motivasyonunu etkileyerek iş süreçlerini doğrudan olumsuz etkileyebiliyor. Bu yüzden iç iletişim stratejileri oluştururken çalışanların geribildirimlerine açık olmak oldukça önemli. Elbette farklı sektörlerde faaliyet gösteren birçok marka söz konusu iletişim stratejilere hakim olamayabiliyor. Biz de bu noktada devreye girerek markaların doğru konumlandırılması, rekabet ortamında öne çıkması için pazardaki rakiplerin analizlerini yapıyoruz. Mevcut iletişim süreçlerini analiz ediyor, stratejik planlar geliştiriyoruz. Kriz iletişimi, halkla ilişkiler ve medya yönetimi gibi hizmetlerimizle, müşterilerimizin doğru zamanda doğru mesajı vermelerini sağlıyoruz. Şirketlerin iletişim süreçlerinde yaptığı hataları minimuma indirerek, sürdürülebilir bir başarı elde etmelerine yardımcı oluyoruz. ”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.